CERMODERN'DE BİR GÜN

CerModern

Merhabalar,
Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi bir hafta önce CerModern'e gittim. Bilmeyenlerin CerModern nedir, neresidir? dediğini duyar gibiyim. CerModern Ankara'da bulunan 2010 yılında açılan bir çeşit müzedir. Bir çeşit dedim çünkü sadece müze değil, aynı zamanda tiyatro sahnesi, resim sergi alanı, söyleşi alanı, kafe ve alışveriş yapmak için mağazası var. Bir gün boyunca sanatı doya doya tatmak için çok uygun bir yer. Gittiğim zaman üç sergi gezdim ve bir tiyatro seyrettim. Seyrettiğim oyundan bahsetmiştim size hatırlarsanız, Frida Kahlo'nun Otoportresi. Şimdi size CerModern'de gördüğüm sergilerden ve CerModern'in size katkılarından bahsedeceğim.
Öncelikle CerModern'den biraz daha bahsetmek istiyorum. CerModern eski tren garının hemen arkasında geniş bir alanda yer alıyor. CerModern'in otopark kapısından girdiğiniz anda önünüzde geniş bir avlu ve avlunun etrafını üç yerden kaplayan binalar var. Hemen sol tarafta bir tane mavi tren vagonu duruyor. Sağ tarafınızda CafeModern bulunuyor oradan içeri girdiğiniz zaman kafenin hemen yanında hediyelik eşya alınabilecek bir mağaza bulunuyor. Mağazada basit hediyelik eşyalar bulunmuyor aksine el yapımı kazaklar, çantalar, defterler, takılar, bardaklar kısacası birçok farklı eşyayı bir arada bulabilirsiniz. Bu eşyaların üzerinde birbirinden farklı figürler bulabilirsinizü mesela Frida Kahlolu çantalar, Van Goghlu çantalar, kazaklar, aynı şekilde Salvador Dali çantaları, kazakları ve bir sürü değişik figürler daha. El yapımı ürünler olduğu için fiyatları biraz tuzlu gelebilir ama ödeyeceğiniz ücretin çok daha fazlasına değecekleri konusunda sizi temin ederim. Benim en çok beğendiğim ise Van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosunu bir kot ceketin sırt kısmına işlemişler ve gerçekten çok güzel duruyordu. 
Van Gogh Yıldızlı Gece tablosu 
Mağazayı gezdikten sonra sergiye girmeye karar verdik. Sergi için öğrenciyseniz giriş 10 tl, öğrenci değilseniz de 20 tl. Öğrenciler için çok uygun çünkü sergi alanına girdiğiniz zaman sadece bir sergi değil pek çok sergi görüyorsunuz. En sondan başlamayı tercih ettik. En sondaki sergide Nadar'ın portreleri vardı. Nadar Fransız ünlü portre fotoğrafçısıdır. Farklı alanlardan insanların portrelerini o kişinin belli özelliklerini yansıtarak çekmesiyle ünlüdür. Baudelaire, Victor Hugo gibi önemli sanatçıların, siyasetçilerin, bilim adamlarının resimlerini çekmiştir.İkinci gezdiğimiz sergiyi en sona bırakmak istiyorum çünkü gezdiğimiz sergilerin yıldızı oydu. Üçüncüye geçersek üçüncü sergi Türklerin yapmış olduğu resimlerden oluşmaktadır. Bu serginin adı "d Grubu.... Yeniden" diye geçmektedir.  Bu sergide Abidin Dino, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler, Cemal Tollu, Elif Naci ve Zühtü Müridoğlu tarafından kurulan gruba daha sonra Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eşref Üren, Eren Eyüboğlu, Arif Kaptan, Salih Urallı, Hakkı Anlı, Sabri Berkel, Fahrünnisa Zeyd, Leopold Levy, Zeki Kocamemi, Şeref Akdik, Cemal Nadir Güler ve Nusret Suman gibi ressamların eserleri bulunmaktaydı.
CERMODERN SERGİ AFİŞİ (d grubu)



Son olarak bahsetmek istediğim sergi ise küçük bir dahinin sergisi; Inhu Lee. Inhu Lee şu an 13 yaşında bir çocuk olmasına rağmen küçüklüğünden beri her çocuk gibi resim yapmış. Ama her çocuktan onu ayıran şey ise Lee'nin ressam olmasıdır. 9 yaşında Koreli olan Lee ilk sergisini açmıştır ve sergisi çok fazla ilgi gördüğü için sergi süreleri hep uzatılmıştır. Lee'nin annesinin kanser olduğu zamanlar kendisi tek başına Paris'e eğitim almak için gitmiştir. 2015 yazında Kore'ye dönen Lee, Kore kanallarında bir programda üstün yeteneği ve annesinin kanser mücadelesi yayınlanmış ve seyircilerin büyük ilgisini çelmiştir. Bu kadar küçük yaşta böyle bir başarıya sahip olan Inhu Lee hem Kore'de hem Fransa'da büyük ilgi uyandırmıştır. Fransa'ya geri dönen Inhu Lee, annesinin kanser tedavisinden dolayı maddi sıkıntı çektiğinden dolayı resimlerini maka ve kalem kullanarak yapmıştır. 2016 yılında Kore-Fransa 130. yıl resmi ressamı seçilen Lee henüz 12 yaşındaydı ve üçüncü sergisini Paris'te açtı. Bununla birlikte Kore-Türkiye diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümü etkinliği olarak Lee'nin eserleri Türkiye Kore Kültür Merkezi'nde bir hafta boyunca sergilenmiştir. Türkiye hükümeti tarafından ilk defa davet alıp serginin açılmasının yanı sıra daha 14 yaşında küçük bir çocuğun davet alması bu zamana kadar görülmemiş bir şeydir. CerModern'in düzenlediği bu sergide Inhu Lee'nin 75 tane eseri sergilenmektedir. Inhu Lee için hazırlanmış yazıları okurken tablolarını daha da merak ettim. Tek tek incelemeye başladığım zaman resimlerin çoğundan bir çocuğun çizdiğini anlayabiliyorsunuz. Fakat açıklamalara baktığınız zaman bir yetişkin ressam görüyorsunuz. Bu durum beni oldukça şaşırttı doğrusu. Sergiye gelirken hiç böyle bir durum beklemiyordum. Resimlerinin çoğu kendine özgü çocuksu çizgilerden oluşuyor olmasına rağmen zaman zaman Salvador Dali, Picasso ve Vincent Van Gogh gibi ressamların izlerini görmek mümkün. Çok beğendiğim birkaç resmi sizinle paylaşmak istiyorum.
Dört Mevsim (2018)
Bu resmi Türkler için Hanji adında Kore kültürüne özgü bir kağıda kalemle çizen Lee, Koreli çocukların mevsimlere göre oyun oynarken ki görüntülerini Türk halkına göstermek istemiştir. Bu resmi serginin açılış gününde yani 4 Ocak günü tamamlamıştır. Lee'nin resim yaparken kullandığı temaların başında mevsimler, mevsimlerin değişimleri gelmektedir.
 Bahçe 
"Bu resmin önü neresi? Bahçe neresi? Resmin üstü neresi? gibi sorular gelmekte. Fakat, bu resmin altı ya da üstü yok. Ama yarı yarıya bölünmüş ikisinin de içerisinde anlam barındırmaktadır. Farklı renklerdeki çiçeklerin anlamını ve dostluğu görmekte. Mavi renkli kısım ise kalbin serin nezaketini sembolize eder."
 Açıklamaya bakar mısınız, kim der bu daha bir çocuk diye. Düşündükleri ve yansıttıkları o kadar birbirinden bağımsız ki, yani resim yapmak tabi ki öznel bir şeydir ama ben ne bahçeyle ne de çiçekle bu resmi bağdaştıramazdım. Resimden çok açıklamasına hayran kaldım diyebilirim.

Buz Parçacıklarıyla Dolan Kadehin Üstündeki Şehir (2013)
Küresel ısınmayı tasvir ettim. 'Dünya'nın bütün şehirleri daha da ısınırsa nasıl olacak?' Bunu kolayca anlatmak için buz parçacıkları şeklinde küresel ısınmayı ve sol kısmında akan su ile güney kutbunda buzulların eridiğini tasvir ettim.
 Bu tabloyu 9 yaşında akrilik boya, kurşun kalem kullanarak yapmıştır. Bir çocuğun küresel ısınmayı bu denli karışık ve muazzam bir şekilde resmetmesi mümkün mü?

Hatıra Sokağı (2017)
"Her insan mutlaka bir hatıraya sahiptir. Güzel şeyler izlediğinizde kalan ya da ailenizle birlikte sahip olduğunuz hatıralar etkileyicidir. Benim hatıralarım neler? Benim hatıram bunlar..."
 14 yaşında bir çocuğun ne kadar anısı olabilir ki demeyin. Bu çocuk bir dahiyse ve duygusal süreçlerden geçmişse pek tabi olur.

Bir makalede yazıdan fazla resim olması benim hoşuma gitmediği için son bir resmini daha koyup yazımı noktalandırmak istiyorum. En sevdiğim tablosunu en sona bıraktım. 
Pray for Bruxelles (2015)
"Paris'te meydana gelen terör olayının ardından bu sefer de Belçika'nın başkenti olan Brüksel'de benzeri bir olay yaşandı. Belçika'yı teselli etmek ve gelecekle ilgili umut vermek için bu resmi çizmeye karar verdim. Özelikle bu resmi yaparken ilerde meydana gelebilecek terör ve kaza olayları yüzünden acı çekecek tüm Dünya insanlarını teselli edecek ve onlara umut verecek resimleri çizmeye karar verdim." 
Kore'nin geleneksel kağıdı olan Hanji kağıdına marker kalemiyle Dünya barışı hakkında olan bu resmi Lee daha 11 yaşındayken çizmiş. Resmi yakından incelerseniz küçük küçük Korece, Fransızca ve İngilizce yazıların yazılmış olduğunu görebilirsiniz. Henüz 14 yaşında olan bir çocuğu küresel ısınma, terör, politika, barış hakkında bu denli etkileyici resimler yapması muazzam bir durum. Bunun yanı sıra ailesi için de pek çok resim çizmiştir. Annesini, babasını, kardeşini ayrı ayrı kendi gözünden resmetmiştir. Annesinin en sevdiği halleri, babasının yalnızlığını kardeşinin komikliğini, kendisinin bulanık, üzüntülü düşüncelerini zaman zaman göze batmayan bir renk cümbüşüyle bazen de sade düz bir arka planla resmetmiştir. Bu yaşta bu kadar yetenekli bir çocuk ilerde müthiş bir yeteneğe ve zekaya sahip olacağından şüphem yok. Bu sergiye gitmenizi isterdim fakat üzülerek söylemem lazım ki 4 Şubat son gündü. Belki bir gün eserlerini görme şansını yakalarsınız kim bilir.



Yorumlar

Popüler Yayınlar