YILDIZLI GECEDE BİR ADAM



Vincent Van Gogh-Loving Vincent


Geçtiğimiz günlerde gösterime giren Loving Vincent adlı filmi duymuşsunuzdur. Dorota Kobiela’nın yazdığı ve yönettiği film dünyanın dört bir tarafından gelen 125 ressamın yaptığı 65.000 resim karesinden oluşan dünyanın ilk filmidir. Çok fazla teknik ayrıntıya girmek istemiyorum, kendiniz ayrıntılı araştırmak isterseniz buradan bakabilirsiniz. Uluslararası film festivalinde pek çok ödül alan film Vincent Van Gogh'un hayatının son yıllarını anlatmaktadır. Filmde Van Gogh'un 120'den fazla resmi kullanılmıştır ve bu film 6 yılda iki ayrı stüdyoda-biri Polonya'da diğeri Yunanistan'da- zorlu bir çalışmayla çekilmiştir. Filmde Van Gogh'u yakından tanımayan biri bile hayatını az çok anlayabilir. Başrol oyuncusu Armand Roulin'i canlandıran Douglas Booth Vincent Van Gogh'dan abisine yazılmış bir mektubu iletmek için yola çıkıyor. Bir süre sonra öğreniyor ki abisi de Vincent'ın ölümüne dayanamayıp 6 ay sonra ölüyor. Bunun üstüne mektubu aileden birine ulaştırmaya çalışırken Vincent hakkında Vincent'ı tanıyan herkesten bir şeyler öğreniyor. En sonunda da Vincent'ın nasıl öldüğünü merak ediyor ve Vincent'ın yaşadığı oteldeki kızı, doktorunu, boyalarını aldığı boyacıyı kısacası onu tanıyan herkesi bulup konuşuyor.


Vincent Van Gogh'u bilmeyenleriniz için biraz biyografik bilgi vermek isterim. Vincent Van Gogh 1853 yılında Hollanda'da doğmuş bir ressamdır. Vincent'ın doğumundan önce bir Vincent doğmuş ve yaşama tutunamamış bu yüzdendir ki ailesi ölen çocuklarının adını yeni doğan çocuğa koymuşlardır. Fakat ailesi Vincent'a karşı iyi bir tutum sergilemezler. Filmde de bir resim karesinde Vincent'ın bir mezar başındaki annesinin yanına gidip elini tuttuğunu görüyoruz. O mezar ölen oğulları Vincent'a aitti ve annesi hiddetle elini elinden çekiyor. Küçüklüğünden beri annesi Vincent'ı sevmemiştir çünkü ölen oğlunun yerini tutmadığını biliyor. Vincent'ın üç kız kardeşi ve iki erkek kardeşi olmasına rağmen filmde sadece Theo'yu görüyoruz. Küçüklüğünden beri her zaman Theo Vincent'ı desteklemiş ve her açıdan ona yardımcı olmuştur. Vincent ilkokulu bitirdikten sonra ortaokulu yarım bırakmış ve resim galerisinde işe girmiştir. Resme olan tutkusuna rağmen resim galerisinde çalışmaya devam edemez ve kovulur. Vincent hayatını bir türlü yola sokamaz, amaçsızca farklı şeyler denemeye devam eder. Bir dönem din adamlığıyla uğraşmıştır fakat Theo'nun onu çizimlerinin üstüne düşmesi gerektiğini söyleyince Vincent Tanrı'ya resim yaparak da hizmet edebileceğini düşünür. Vincent'ın para kazanabileceği bir işi olmadığı için Theo ona ara sıra para gönderir. Vincent zamanla akıl sağlığını kaybetmeye başlıyor ve bir gece kulağını kesiyor Kulağını bir fahişeye veren Vincent hastaneye yatırılıyor. Vincent hastanede de resim yapmaya devam ediyor. Vincent hastanedeyken Theo Johanna Borger ile evlenir ve bir oğulları olur. Oğullarına Vincent Willem van Gogh adını koyarlar. Vincent'ı önemseyen ve çok seven bir kardeşi olduğunu kardeşinin adını yaşatmak istemesinden anlayabiliriz. Vincent hastaneden çıktıktan sonra Auvers-sur-Oise denen yere yerleşir. Burada ünlü ressamların yanı sıra Paul Gachet adında bir doktor vardır. Doktor Vincent'a göz kulak olmakla beraber Gachet amatör bir ressamdı ve Vincent'tan resim yapmakla ilgili pek çok şey öğrenmiştir. Theo para sıkıntısı çekmekteydi ve bunu kardeşine bildirmişti bu yüzden de Vincent pahalı boyalar ve tuvaller almaktansa resim yapabileceği ne varsa elinde onları kullanıyordu. Ama maddi durum ve gelecek kaygısı Vincent'ın sağlığını kötü etkilemişti ve intihar etmeye teşebbüs etti. 27 Temmuz günü buğday tarlasına giden Vincent kendini vurur ve kaldığı misafirhaneye geri döner. İki gün boyunca acı çeken Vincent Van Gogh 1890 yılının 29 Temmuz günü hayata veda eder. Vincent Van Gogh'un hayatına daha ayrıntılı bir şekilde bakmak isterseniz müzenin internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

 Filme geri dönecek olursak, filmde Vincent Van Gogh'un ölümden sonraki zamanlar anlatılıyor. Van Gogh insanların anılarıyla birlikte ortaya çıkıyor. Filmde Van Gogh'un yüz yirmiden fazla resmi kullanılıyor. Filmin açılışı Yıldızlı Gece (Starry Night)  ve Gece Teras Kafe (Cafe Terrace at Night) tablolarıyla açılıyor. Filmin tamamını anlatmak niyetinde değilim o yüzden yaşanan olaylardan yüzeysel bir şekilde bahsetmek istiyorum. Daha önce bahsettiğim gibi Roulin Vincent'ın gizemli ölümünü araştırıyor, Vincent'ın son zamanlarını geçirdiği Auvers-sur-Oise gidiyor ve Gachet ile iletişime geçene kadar pek çok insanla iletişime geçer ve Vincent hakkında ölümü hakkında bilgi toplar. Filmde Vincent'ın yaptığı oto portreler, manzara resimleri, kara kalem çalışmaları, Theo ile olan mektupları kullanılmıştır. Resim ya da film eleştirmeni olmadığım için çok teknik açıdan eleştirmem söz konusu değil. Filmdeki renk geçişlerini çok başarılı bulmama rağmen çok fazla mavi renk kullanılmıştı. Ben daha çok "Van Gogh sarısını" görmeyi umuyordum. Filmde beğenmediğim noktalar yok değil. Öncelikle Vincent'ı oynayan oyuncuyu Van Gogh'a pek benzettiklerini söyleyemem. Bunun dışında Van Gogh anılarla verilmiş sanki filmin ana konusu o değilmiş de ölümünün araştırılması gibi olmuş. Filmin sonunda çok hoşuma giden bir şey yapmışlar, filmde kullanılan tabloları, oynayan oyuncuları ve onların tablolarını bir katalog şeklinde göstermişler. Filmin sonunda Vincent'ın ölümü bir gizem olarak kalmaya devam eder ve Roulin işini kaybetmesine rağmen eve geri dönmez ve araştırmaya devam eder. 
Van Gogh sekiz yıllık bir süre içinde  iki binden fazla resim yapmıştır ve resimlerinin çoğu bilinmektedir. Ölümünden sonra Gogh ailesi Vincent'ın anısına pek çok sergi düzenlemiştir ve yıllar geçtikte Vincent'ın önemi kavranmıştır. Bundan dolayı Amsterdam'da Van Gogh adına müze açılmıştır.
Van Gogh Müzesi

Loving Vincent pek çok ülkede gösterime girdi, gösterime girdikten sonra pek çok ülkede film adına sergiler düzenlendi. Konusuyla, sunumuyla eşsiz bir film olmuş. Vincent Van Gogh pek çok şiire, romana, müziğe, filme ve diziye konu olmuştur. Doctor Who adlı dizide bir bölümde Vincent Van Gogh geçmektedir, dizide yaşadığı yerdeki insanların ona karşı tutumunu ve günümüzde yaşasaydı nasıl bir ilgi göreceğini anlatmışlar, linki bırakıyorum izlemek isterseniz diye. Yaşadığı zamanlar herkes onu akıl hastası olarak gördüğü için gittiği, yaşadığı yerlerde iyi karşılanmadığını hem filmden hem de diziden görebilirsiniz. Filmiyle birlikte kitapçılarda Theo'ya Mektuplar  kitabı ortaya çıkmıştır. Henüz alıp okumaya fırsat bulamasam da filmde geçen mektuplardan ve Van Gogh müzesinin yayınladığı mektuplardan bildiğim kadarıyla Van Gogh'un en büyük destekçisi kardeşi Theo olmuştur. Van Gogh'un sanatını daha ayrıntılı incelemek için size birkaç video linki bırakıyorum. Sekiz yıla iki binden fazla tablo sığdıran dahi ressamı yaklaşık iki saatlik bir filme 6 yıllık çalışmayla sığdırmak çok emek isteyen bir iştir. Filmi yazan, yöneten, oynayan insanların emeğini, uğraşlarını takdir ederim, Vincent Van Gogh'u saygıyla, sevgiyle anarım. Umarım gelecek nesiller filmlerinden, konu olan roman ve şiirlerinden ne kadar büyük bir ressam olduğunu öğrenirler ve adını yaşatmaya devam ederler. 




Yorumlar

Popüler Yayınlar