OSLO'DA BİR ÇIĞLIK


Oslo’da bir Çığlık



The Scream (Çığlık)

Dünya’nın kuzey ucunda bulunan çok soğuk bir o kadar da görülmeye değer ülkelerden biri olan Norveç’in Oslo şehrinden sesini dünyaya duyurmuş Edvard Munch adında bir ressam yaşar. Edvard Munch, Norveç’in en ünlü ressamı 1863 yılında Oslo’da dünyaya gelir. Veremin yaygın olduğu dönemlerde yaşayan Munch hem annesini hem de ablasını veremden kaybeder. Bu iki ölüm Munch’ın hayatında silinmez izler bırakır. Munch sanat okullarında okur ve kendini resim yapmaya adar. Oslo’nun kasvetli, karanlık ve sürekli yağışlı havasından mı yoksa Munch’ın yaşadığı travmalardan mı bilinmez ama Munch’ın stili zamanla topluma göre şekillenir. Başta açık ve koyu renkler tablolarında belli hatlarla ayrılırken zamanla renkler birbirine girer ve tablolara psikolojik durumunu akıcı bir şekilde yansıtır. Tablolar onun için ruhunun birer aynasıdır diyebiliriz. Munch tablolarında insanların yalnızlığını, yaşama ve ölüm korkularını, acılarını karanlık ve ürkütücü huzursuz edici bir şekilde yansıtır.
Edvard Munch denince akla ilk gelen tablosu Çığlık (The Scream) tablosudur. Çığlık tablosu insan varlığının çektiği acıları anlatan bir tablodur diyebiliriz. Tabloda görülen renk yelpazesi oldukça az ve görülen renkler sarı, kırmızı, turuncu, lacivert ve tonlarıdır. Tablonun ortasında köprünün üstünde kadın mı erkek mi belli olmayan bir insan duruyor. Uzakta da iki insan figürü duruyor. Tablonun ortasındaki figür kafatasına benzer başını iki yandan tutarak ürpertici bir çığlık atıyor.  Arkasındaki iki figür ve gemi her ne kadar her şeyin normal olduğuna işaret olsa da o dönemin iç yüzüne bakınca insanların çığırından çıktığını artık yaşadıkları dünyadan korktuklarını ve o dünyaya katlanamadıklarını anlayabiliyoruz. 
Çığlık tablosu Oslo’da iki müzede bulunmaktadır. Munch’ın ilk yaptığı yağlı boya versiyonu Oslo Ulusal Galeri’de, diğer versiyonları ise Munch müzesindedir. Munch’ın bu tablosunu daha önceden bilmeme rağmen gidip görmek farklı bir etki yarattı. Tüm galeriyi karış karış gezip sonunda karşısına dikildiğimde tüylerim ürperdi, içimden onun gibi çığlık atıp yaşadığımız acılardan hızla uzaklaşmak istedim. Post-modern bir ressam olarak tablonun renk cümbüşü, anlatılmak istenen konu bire bir günümüzü yansıtıyor. Günümüzde pek çok toplum şimdi artık patlayan bombaları, ölen insanları, yardım çağrılarını önemsemiyor. İnsanlar zamanla alışıyor, gülüp geçiyorlar. 

Munch Müzesi

Edvard Munch kendi döneminin insanlarının ıstırabını, korkusunu ve bu duruma olan alışılmışlığı kan dondurucu bir şekilde yansıtmış. Umarım dünyaya böyle etkili sanat eserleriyle, kitaplarla, şiirlerle acımızı gösterebilir, yardım çağrılarını duyurabilir, acımızı hafifletebiliriz. Sesimizi duyurmak için, farkındalık yaratmak için siz de yazın yazdırın, okuyun okutun, görün gösterin. 
Not: Instagramdan Munch'ın daha fazla tablosuna ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar